Bazen kendini de dinlemeli insan,
tatlı bir ara vermesi gerektiğini bilmeli,
sessizliğe yelken açmalı,
yeni hikayeler dinlemeli,
hayatını gözden geçirmeli,
şu dünya da kısa bir süreliğine olduğunu unutmamalı,
yaşlıları daha çok aramalı,
anne ve babanızı sevdiğinizi daha çok söylemeli,
paranın sadece bir araç oluğunu ve kimseyi para için kırmamayı önemli bir ders olarak yazmayı,
gözyaşlarının arasında damlaların olduğunu,
yeni yerler görmenin aslında sizi iyi hissettirdiğini bilmeli,
sabahları erken kalkıp aynada gülümsemeli,
hiç tanımadığınız birine yardım etmeli,
bazen de unutmalı,
güzel müzikler dinlemeli,
şiiri sevmeli,
kumdan kaleler yapmalı,
uzun bir tren yolculuğuna çıkmalı,
hayat hikayenizi bir videoya almalı,
...
Bu liste daha çok uzar biliyorum, ama bu aralar biraz molaya ihtiyacım var;
babaannemi pazar gecesi (22 Temmuz) çok ani kayıp ettik, elimde eski günlerin fotoğrafları, aklımda söylediği sözler var...
çok güzel bir kadındı babaannem,
evinin bir köşesini bizim fotoğraflarımıza ayırmıştı,
beyaz saçlarına topuz yapardı,
iyi kitap okurdu,
Galatasarayı tutardı,
titizdi,
sigara içerdi,
Fenerbahçe parkını çok severdi,
ve çok güzel ev kurabiyesi yapardı...
Elimden tutupta Kalamış'ta yürüdüğümüz zamanları hiç ama hiç unutmayacağım...
Güle güle babaannem....
kucak dolusu sevgiler...