Kar çoktan durmuş fakat yolculuğumuz halan devam ediyordu...akşam oluyordu, ormana gece geliyordu ve ben hiç korkmuyordum çünkü şu andaki yolculuğumdan inanılmaz keyifliydim ve yalnız bu "anı" düşünüyordum...sadece atlar, arabacı ve ben vardık...ağaçlar üzerlerinde taşıdıkları kardan artık yorulmuş ve dallarını yere doğru bırakıyorlardı...ormanın içinden geçerken sadece soğuğun sesi ve atların çıngırakları duyuluyordu....bense arabanın içinde kızarmış yanaklarım, üşümemek için ellerimi altına soktuğum battaniyeye iyice sarılmış ve ayaklarımda duran ısıtılmış tuğlaların soğumaması için kendi kendime söyleniyordum ama yolculuğumun asla bitmesini de istemiyordum... atlar bile biliyordu nereye gideceklerini,arabacı da başını önüne eğmiş, elindeki kırbacı ile selamlıyordu karlı ormanı...sanıyorumki ormanın şu anda iki rengi vardı beyaz ve siyah aaa evet birde bizim renklerimiz...durup biraz yürümek de istiyordum, zaman daha yavaş geçsin diye ama bu kadar keyifleneceğimi sanmıyorum, bazen insan o "andan" daha fazlasını da istememeli diye düşünüyorum....peki bu atlar beni nereye götürüyorlardı ya da siz nereye gitmek istersiniz bu atlarla....
haydi çekinmeden yazın, düşünün söyleyin tek cümle olsa bile...:)
başka 1 hikayede görüşmek üzere...:)
Comments